Modası geçmiş, siyah bir gramofondu yaşadığım her şey sandıklarımın saklı durduğu bir tavan arası odasında. Sense post-modern bir çağ gezginiydin düşlerim boyunca uzanan. Sana ifade edemediğim her şeyi satırlara döktüğüm bir gece değişti bütün notaların isimleri, özneler yüklem oldu, tümleçler nesne… Ve öyle bir an geldi ki, ben ne olduğumu bulamadan kayboldum gittim sisli düşünceler, sabıkalı uykusuzluklar içinde…
Ben sana yalan söyledim…
Ben sana en başından beri tüm olumsuzluklarımda yalan söyledim. Bir perdeyle örtülmüş yalan cümlelere saklanıp sevdim seni, sevmiyorum dedim. Uykusuzluğu ördüğüm gecelere yazdım adını, yazmıyorum dedim. Ve en çok da, bir yıldızı ister gibi istedim seni, istemiyorum dedim.
Çünkü sen bilemezdin, yazı yazanların kaderidir yalnızlık. Çarpılmışlık, hüzünle yoğrulmuş duygular. Çok kez, acı çekmeyi göze alır yazanlar ve kelimeleri kendileri gibi bilenler.
Ben sana yalan söyledim…
Seni kırmak pahasına, kendimi sonsuza kadar sensizliğe mahkum etmek pahasına kaçtım senden de sevgimden de… Bir ömür boyu affedilmez etiketini yapıştırdığın ismimle kilitli bir odaya hapsolduğumda ağladım ben en çok. Ama sen bilemezdin, yazı yazanların kaderidir yalnızlık.
Güneş gülümseyişine, yanında an olan saatlere, mısralarca mutluluk saçan sesine rağmen bir karşı koyma güdüsü ile kendini sarıp sarmalamış bir kalbin içinde kaldın sen. Kaçtım senden, hislerden, aslında güzel olan ve yaşanası her şeyden. Anlam veremedin an be an değişmelerime, bir sevip bir sevmemelerime… Oysa ben, sana yalan söyledim…
Ben sana yalan söyledim…
Hiçbir şey hissetmedim sen elimi tutarken demem kocaman bir yalandı, sevmiyorum seni hiç deyişim bir yalandı. Ben nedensizliklerden kaçtım durdum zamanlardır. Sonunda ödediğim bedel sensizlikti, razı oldum. Çünkü sen, hüzünlere bulaşmayı asla hak etmeyecek kadar mükemmeldin.
Yazı yazanların kaderidir yalnızlık düş yüzlüm, ve yalanlar da sisler arkasına gizlenmiş bir büyüdür yıldırımların süslediği yağmurlu kelimeler içinde… Ben en çok senli olmayı isterken yalanlar söyledim sana, nedenini artık sorma. Bir bakışta bir gülüşte gizliydi sözlerim, sen çözemezdin. Ben en çok isterken en istemez, en çok ağlarken en mutlu olandım ve çoğu kez de en sevgisiz görünürken en sevgi dolu…
Uykusuzluklar dinmek bilmez düş yüzlüm, ben sana yalan söyledim. Kelimelerim bir itirafın ta kendisi belki… Ama sen ki mutluluğu en çok hak eden hani, geç kaldım bir şeylere… Yazı yazanların kaderidir yalnızlık ve ben kendimi sonsuza dek yazı yazmaya terk ettim. Ben sana yalan söyledim…
_________________